Ana içeriğe atla

Ne Kadar Çikolata O Kadar Haz!

Herhangi bir şeyi bir haz nesnesi haline getiren şey, o nesnenin ne olduğundan çok onunla kurduğumuz ilişkidir.

ne kadar cikolata o kadar haz

 

Elbette çikolata için de durum farklı değil. Çikolata-erotik haz ilişkisinin birkaç yönü ve farklı topluluklarda karşımıza çıkan örnekler…

1920’lerden beri bazı markaların Avrupa’daki reklamlarında işlediği, erotik hazlarla çikolata arasında ilişki kuran reklamlar bizde 1990’lardan sonra çoğalmaya başlamıştır. Bir köy bakkalında bir çikolataya inci kolyesini bırakan kadınlardan başlayıp tadarak değil kırılan çikolatanın sesiyle kendinden geçen oyunculara kadar geldik. Çikolatanın çok eski zamanlardan beri afrodizyak olarak kullanıldığını hesaba katarsak aslında çikolata-haz ilişkisi olağandır. Bu ilişki çikolatanın bir afrodizyak olduğu inancıyla başlar ve bu çok eskiye, İspanyolların bu içecekle ilk karşılaştıkları zamana dayanır. Aztek Kralı Moctezuma’nın haremini ziyaret etmeden önce elli kupa çikolata içtiği yorumuyla doğan hikâye, içine türlü baharat katılmış çeşit çeşit afrodizyak çikolata reçeteleriyle devam eder.

 

Osmanlı’dan 1990’lara Çikolatanın İmajı

Çikolata-erotik haz ilişkisinin bir başka yönü, bu maddenin iki kişi arasında hazzı başlatmaktaki rolüdür. Bu ise genellikle kadınlar çikolatadan daha çok etkilenir vurgusuyla işlenir ki işte bunun masumiyeti tartışmalıdır. Çikolatanın cinsel uyarıcı olduğu, kadınların çikolatayı daha çok sevdiği, çikolatanın kadınlar üzerindeki uyarıcı etkisinin daha yüksek olduğu on altıncı yüzyıldan beri tekrarlanmış fikirlerdir.

Bizi ilgilendiren dönemde, yani Osmanlı döneminden 1990’lara kadar hazların çikolata üreticileri tarafından böyle açık edilmesi söz konusu değildir. Evet, Osmanlı döneminden beri kadınlar çikolata üreticilerinin ilgi alanındaydı; fakat çikolatadan daha fazla zevk aldıkları için değil, evde karar verici konumda oldukları için.

Kadınların gönlünü çelen bir hediye, iki cins arasındaki ilişkinin ilk adımı olarak çikolata. Nestlé reklamı, 1954.

O yıllarda çikolatayı erotik anlamda “baştan çıkaran” bir figür olarak tanıtmanın gerçekçi bir strateji olmayacağı; en azından çoğunluğa hitap etmeyeceği, hatta kadınların çoğunu çikolata almaktan utanır hale getirmekten başka bir işe yaramayacağı açık.

Kadınlar bizzat çikolatasever figürler olarak Türkiye’de sınırlı da olsa otuzlu yıllarda boy göstermeye başladılar. Lakin markaların kadınla çikolata arasında kurduğu ilişkide erotizm iması yoktu. Kadın daha çok çağdaş görüntüsü, güzelliği ve neşesiyle çikolataya belli bir kimlik kazandırma, onu alafranga yaşam tarzıyla bağdaştırma işlevini üstleniyordu. Ancak elbette reklamlarda kullanılmamış olması çikolatanın bir haz kaynağı olarak görülmediği anlamına gelmez.

 

Çikolata ve Haz İlişkisi

Yirminci yüzyılda edebiyatı ve sinemayı kendi dönemlerine ait duyguları bize ulaştıran araçlar olarak görebiliriz. Örneğin Refik Halid’in Yeraltında Dünya Var isimli romanında çikolata, kadın ve erkek kahraman arasındaki fiziksel bağı başlatan ve devam ettiren şeydir. İlk öpüşmede bir çikolata tadı alan erkek, hikâyenin devamında da bunu sık sık hatırlar, kadına çikolatalar hediye eder.

Refik Halid’in bir aşk hikâyesinin içine oturtarak romantize ettiği çikolata-haz ilişkisi 1970’lerde çekilmiş bazı Yeşilçam filmlerinde en süslemesiz, en açık haliyle ve marjinal bir olgu olarak karşımıza çıkar:

Çikolatayla bir ilgisi olmayıp tamamen cinsellik üzerine kurulu bir hikâye anlattığı halde ismi “Çikolata Tarlası” olan ya da 1975 yapımı Şaşkın Damat filmindeki “şoko partisi” bu tür bir hissiyatın varlığını daha net ortaya koyar. Çikolata bu örneklerde marjinal bir fetiştir.

Estetize edilmemiş, en çıplak haliyle teşhir edilen erotizm 90’lı yılların reklamlarındaki asalete henüz erişememiştir, alıcısı bugün hedeflenen kitle değildir.

Gördüğümüz üzere her şey gibi çikolata da yaşanılan dönemin toplumsal etkilerini tepeden tırnağa hissetmiştir. Kimi dönemde masum bir çocuk yiyeceği olan çikolata kimi dönemlerde haz ile ilişkilendirilmiş, bir devirde “frenk yiyeceği” olarak bilinirken başka bir dönemde “milli gıda” olarak anılmıştır. Hiç değişmeyen tek şey ise tarih boyunca çikolatanın mutlu yaşamın simgesi olmasıdır.

 

Kaynak:

ÇUKULATA - Çikolatanın Yerli Tarihi

İlginizi Çekebilir

Avrupa'daki Türkler: Damak, Kaimak, Pacha ve Selim

Devamı

Sıcak Yaz Ayları İçin Ferahlatan Buzlu Çikolata Tarifi | Çikolatam

Devamı

Frenk Yiyeceğinden Milli Gıdaya Çikolata

Devamı

Güneşte Erimiş Çikolatayla Ne Yaparsın?

Devamı

Dünya Çikolata Günü

Devamı

Modada Çikolata Etkisi

Devamı