Bir kişi yılda ne kadar çikolata yiyor biliyor musunuz? Osmanlı’dan günümüze değişen çikolata tüketim alışkanlıkları…

Çikolata ve kakao tüketimi Osmanlı İmparatorluğu’nda, özellikle İzmir’de günden güne artmaktadır. İzmir’den yapılan çikolata ve kakao ithalatı, 1912-1913 yıllarında hatırı sayılır derecede artmış, tahminlere göre yıllık ortalama 550000 franga ulaşmıştır.
-Journal Des Confiseurs, Mart 1914
Osmanlı döneminde çikolata markaları arasındaki rekabeti ve hangi ürünler sunulduğunu takip edebilsek de pazarın hacmine dair bilgiler pek azdır. Satış istatistiklerine dair az sayıdaki bilgilerin çoğu da Birinci Dünya Savaşı öncesine aittir.
Fransız şeker ve çikolatacıların bir değerlendirmesindeki verilere göre 1914’te Osmanlı kakao ve çikolata piyasasında durum şöyleydi: “Son istatistiklere göre Osmanlı piyasasına ihracat yapan ülkeler önem sırasına göre Fransa, İngiltere, Hollanda, İtalya, İsviçre, Avusturya-Macaristan, Belçika, Almanya, Rusya, Mısır ve Romanya’dır.”
Aynı raporda sütlü çikolatanın son 10 yılda büyük önem kazandığı da belirtilir. Bu da 1900’lerden sonra İsviçre markalarının çoğaldığına dair gözlemlerimizi doğrulamaktadır. Bunun yanı sıra özellikle İzmir’deki pastanelerde “kuvertür” çikolatanın çok rağbet gördüğünü biliyoruz.
Kremalı, dolgulu batonlar, çikolatalı bonbonlar, pralinler vb. lüks ambalajlar içinde gelir. Kakao ve fosfokakao tüketimi son on yılda on kat artmıştır, fakat fosfokakao ithalatı yine de sınırlıdır.
Osmanlı’dan Günümüze Çikolata İstatistikleri
Her bir ülkenin Osmanlı piyasasına ihracat rakamlarına ait istatistikler olmadığı için elbette bu bilgilerin doğruluğunu sınamak imkânsız lakin bu noktada iki istisna var. Birincisi 1900 senesinde Osmanlı piyasasında toplam hacmin yüz bin kilo yani yüz ton çikolatayı bulduğuna dair bir bilgi. Diğeri ise 1905’ten 1918’e kadar İsviçre’den Osmanlı piyasasına ihraç edilen çikolata ve kakaonun istatistikleri. Bu rakamlar Alman çikolata ve şeker sektörü dergilerinden derlenmiştir.
İsviçre’nin ihracatı yirminci yüzyıl başından itibaren artışa geçer. İsviçre çikolatalarının miktarı 1905’te 55 ton iken 1903’te on katı aşarak 598 tona ulaşır. Ancak Birinci Dünya Savaşı yıllarında neredeyse yok seviyesine düşer.
Bu rakamlara bakarak çikolata tüketiminin en yüksek seviyeye ulaştığı 1913 senesindeki toplam tüketimi anlamak elbette mümkün görünmüyor. Sadece İsviçre çikolataları için konuşursak, 1914 senesi nüfusunu temel alarak (18,520,016 kişi) kişi başı tüketimin üç yüz yirmi gram olduğunu söyleyebiliriz. Bunun toplam tüketimin yüzde kaçı olduğunu bilemiyoruz; ancak Fransız şekercilere göre İsviçre o yıl ihracatta en ön sırada olmadığına göre toplam tüketimin bunun en az iki ya da üç katı, yani yaklaşık bir kilo olabileceğini varsayabiliriz.
2014 yılına geldiğimizde Türkiye’nin çikolata tüketiminin kişi başı iki buçuk kilo civarında olduğunu görürüz.
İsviçre’ye ait istatistikler ise bize iki şey söylüyor: Birincisi çikolata piyasasının Birinci Dünya Savaşı öncesinde hızla büyümekte olduğunu. İkincisi ise toz kakao ve tablet çikolata ithalat karşılaştırması yapıldığında Osmanlı piyasasının çikolatayı bir içerek olarak değil de katı haliyle ve özellikle sütlü İsviçre çikolatalarının gelmesiyle benimsediğini. Son yıllarda bitter(acı) çikolatanın yükselişine tanık olsak bile hala Türkiye’de sütlü çikolata beyaz ve bitter(acı) çikolatadan daha fazla tüketiliyor.
Siz çikolatanızı nasıl seversiniz?